22 Temmuz 2011 Cuma

Asam (devamı)

İnsanın aldığı kimi kararlar, yılbaşı ertesi kararlarına benzer. Devamlı başarısızlıkla sonuçlanır, her başarısızlıkta yeni hayal kırıklıkları getirirler. Delikanlı başarısızlığa doğuştan mahkumdu. Bu kararı da yılbaşı ertesi kararları gibi ona hüzünden başka bir şey getirmeyecekti vesselam. Her başarısızlıkta hayatının yönünü 180 derece değiştirip yeni bir insan kılığıyla çıktı hayatın karşısına. Bu kadar kılık değiştirmesi, onu sadece iyi bir oyuncu yaptı. Her şey bir oyundu onun için artık, herkes seyirci...

Birgün bir kız onun yüzünü okşayacaktı. Sonra saçlarını... Bu onun için romantik bir sahneydi. Rolünü olabildiğince doğal oynayacaktı. Sonunda kimseden alkış almaması ise sanatçı egosunu tahrip edecek, yeni rollerde kendini kanıtlama şevki verecekti ona.

Ama o güne daha çok vardı. O gün gelene kadar, bencilliği özümsemesi gerekiyordu önce. Yalan söylerken yüzünü kızartmamaya alışmalı, rol yaparken elinin titremesini önlemeliydi. Bunların hiçbiri için çaba sarfetmesine gerek kalmadı delikanlının. Sadece kendini akışa bıraktı ve edindiği bütün tecrübeler onu bu şekilde yoğurdu.

Bir kediyi eğitemezsiniz. O kendi tecrübelerine göre hayatına yön verir, karakterini kendisi oluşturur. Her kedi, yaşadığı olaylardan kendine göre sonuçlar çıkarır. Kimisi huysuz olur, kimisi mülaim. Kimisi ise asidir. Ne yaşarsa yaşasın, kaybetmekten korkmaz.

İnsanlar da böyledir işte. Hepsinin deneyimlediği olaylar birbirine benzer. Ama hiçbiri bu olaylardan aynı sonucu çıkarmaz. Kimisi korkaklaşır kabuğuna çekilir, kimisi hayata daha sıkı bağlanır ve bazısı da katlanmaktan, yeni deneyimler edinmekten kaçıp terk-i diyar eyler bu dünyadan.

Asam’ın neyi seçtiğinin pek bir önemi yok. Dünyayı terk etmedikçe insanoğlu, seçimleri gün be gün değişir zaten.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder