5 Mart 2010 Cuma

Halkın içinden seksi dedektifler

Chanel'in seksi takım elbiselerinden , Dior'un kalem eteklerine, kot şortlardan uzaylı saç modellerine elliler, insanlık tarihinde bir dönüm noktasıdır desem, az bile demiş olurum. Gencecik kızların, adem elması çıkmış oğlanların anne babası gibi giyindiği dönemin sonu, resmiyetle şehvetin birbirine karışmasının şaşalı başlangıcıdır.

Karın içeri, memeler dışarı, her kadın bir pin-up kızı!
Hele o korseler yok mu o korseler! Karnı bastırmakla kalmaz, füze şeklindeki göğüs kısmıyla da memeleri ok gibi çıkartır. Sanırsınız 3. dünya savaşı çıkmış da kahraman kadınlar memelerini düşmana fırlatacak! İşte kadının fendi erkeği o zaman böyle yendi. Biz de bişey var sandık.

Tarihteki kara leke: 60'lar
60'larsa düşündükçe kalbime saplanan bir oktur. Etek boyları kısaldıkça o dombitik bacak üstleri, baldırlar ortaya çıkmaya başladı 60'larda. İşte bugünün 0 beden furyasının temelleri de orada atıldı zaten. Şimdi büyük büyük babalarımızın yediği bokun cezasını detoks diyetleriyle, protein rejimleriyle biz ödüyoruz. 60'lara bu yüzden kılım. Belki de gelmiş geçmiş en büyük insanlık suçu 60'larda işlenmiş diyor, lanetleyerek bu dönemi kısa kesiyorum.


Rehavet dönemi: beş çayı
Yapacak başka işlerim olması, "70'leri, 80'leri ve 90'ları da burada yazacağıma gider yukarıda bir kahve yapar gazetemi okurum" mantığı beni doğrudan 2000'lere götürüyor. Zaten ne varsa 2000'lerde var. O halde sadede gelelim!

Modada "Uzaylılar bize tatile gelsin!" dönemi: 2000'ler
Tamam, 2005 öncesi meclisten dışarı. 2000-2005 arası sadelikle kendini salmış köylülük tarzı birbirine karışmış durumda. Bir boşvermişlik, bir metalcilikten yeni çıkma depresyonu hakim. O yüzden bu dönemi de 60'larla beraber kara listeye ekleyebiliriz.

2005 itibariyle modadaki köylülük (yanlış olmasın, köylü efendimizdir.. ama halk olarak efendiden farklı giyinmek gerekir) yerini modern, feminen kent çılgınlığına bırakmaya başlıyor. Deli tasarımcılar bu dönemden beri daha da bir azıp "anaaaam, artık uzaya tatil yalan oldu, biz uzaylıyız onlar bize gelsin" şeklinde anlamsız spekülasyonlara yol açıyorlar.

Bu dönemden itibaren eskilerden çalma çırpma da cabası ki sonuna kadar destekliyorum! Güzelce adapte ettikten sonra annemin dolabından bedavaya trendy olabileceksem kim tutar beni?

 2000'lerin en takdir ettiğim geri dönüşlerinden biri skinny jeansse bir diğeri de kuşkusuz 80'lerin parlak taytları. Her renginden aldım! Giyinmeden bir hafta önce protein rejimime başlıyorum, bir hafta sonra cumartesi gecelerde parıl parıl parlıyorum.

Yazı amacından yeterince saptığına göre ana fikre gelebilirim: İşte 50'lerin biz uzaylılara en büyük lütfu: Trençkot! Ben aldım, sokaklarda Sue Lloyd edasıyla çalım atıyorum. Erkek de kadın da giyinmeli... Postacıydı denizciydi, bunlar fos. Ne varsa dedektif karizmasında var. Sherlock Holmes boşuna Sherlock Holmes olmadı!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder