16 Eylül 2010 Perşembe

İsim takmadan önce iki kere düşün

Sonra çok utanabilirsin! (Edit: Bir daha düşündüm de.. kesinlikle isminin hakkını veriyormuş! Bkz. pis bitli hippi)

Dün o "pis bitli hippi" (çok utanıyorum) eski sevgilimin evine gittim. İş yerimin bir üst sokağında oturuyomuş. Giderken aklımda "napıyorum ben? ya şimdi yazmaya başlarsa? Iyyyy" gibi pis düşünceler dolanıyodu. Kapıda karşılaştık, baktım elinde torbalar, içkiler alınmış.. tabi ki içmedim.. bir fincan filtre kahve istedim bi de onun birasından iki yudumcuk içtim ki yanlış bişey yapmıyım.. evi çok güzel, her yerinde çiçekler açmış bahçe gibi bi ev.. balkonda kendi yaptığı kocaman bi kafesin içinde dört tane küçük hintli kuş var.. türk kızlarını ağına düşürmek için her türlü donanım mevcut. romantik bir ev. seksi bir oda. peh! dedim. zerre değişmemiş.

balkonda oturup muhabbet etmeye başladık. her zamanki gibi konu politikaya geldi.. o sıkı bir liberal, bense sosyalist. tartışmaya daha başındayken nokta koymaya karar verdik; nitekim bu sefer ev en üst kattaydı ve birbirimizi balkondan atsak pek şansımız olmazdı. sonra kısa bi sessizlik oldu, rahatsız edici cinsten. huzursuz bi sessizlik.. "üf ne desem ki? çok sıkıldı kesin" düşünceleri havada fink atıyor.. dolayısıyla eski günlerden konuşmaya karar verdik! benim eskiden ne ketum, ne soğuk, ne kinayeli uyuz bi sevgili olduğumu anlatmaya başladı yine. artık çok değişmişmişim, gayet rahat konuşabiliyomuşmuş benimle. (3 senedir ikinci kez buluşuyoruz, ilkinde 1 saat oturmuştuk sadece).. ben de bütün suçlamaları kabul ettim (çünkü doğruydu) ve onun beni aldattığını itiraf edip üstüne bi de aldatıldığım kızın detayları, her gün aynı yemek yenmez cümlesi vesaireyle özgüvenimin bilinçli olarak içine ettiği geceye döndüm. aslıında bunları atlatalı üç sene oldu. evet o gece ve takip eden birkaç gün hayatımın en zor günleri olmuştur belki ama etkisi çok uzun sürmemişti.gel gör ki dün ona farkında olmadan hesap sormaya başladığımda bunu atlatamamış olduğumu şaşkınlıkla gördüm. bir an boğazım düğümlendi gözlerim doldu ve konuşmaya devam edersem ağlıcağımı, ağlarsam onun beni teselli etmeye çalışıp yakınlaşıcağını düşündüm.. ama devam etmezsem de anlıcaktı ve kaçışım yoktu. bir an ne diceğimi bilemedim ve tamam sorun yok.. ımmm.. ben sadece.. gibi saçmalarken kendimi topladım. ona dönüp baktığımda yüzündeki hayreti okudum.. duygu bocalamama anlam verememişti, gözlerinden de üzüldüğü belli oluyodu. o da ne diceğini bilememişti galiba çok çaresiz bakıyodu. sonra özür diledi, şimdi buraya yazmamın çok saçma olacağı bir sürü şey geveledi.. nedense bana çok inandırıcı geldi ve çok rahatladım. bişey hissettiğimden ya da istediğimden değil. sadece geçmişimdeki kara bi lekenin temizlenmiş olması bana huzur verdi o kadar.

Kırılmış onurumu tamir ettikten sonra daha rahat muhabbet etmeye başladık. Muhabbet kuşları gibi.. cırcırcır konuştuk.. tabi ki anlaşamadığımız bi konu yine çıktı. bilmem ne günü ben sana şöyle demiştim de sen bana böyle cevap vermiştin dediğim bir olayı hatırlamadı ve böyle bişey olmuş olsa günlüğüme yazardım kesin ben her şeyi kelimesi kelimesine yazıyorum dedi. gerçekten de yazıyomuş! onlarca defterin arasından sözünü ettiğim tarihli olanı çıkardı ve aramaya başladı. o anda benimle ilk tanıştığında benim hakkımda yazdıklarını merak ettim.. şeytan dürttü. bin bir dil döküp biraz cilve yaptıktan sonra arkasının tatlıya bağlanma! ihtimalini düşünerek okumama izin verdi.

Birinin günlüğünde kendi ismini okumak, seninle ilgili hissetiklerini dikizlemek çok garipmiş. yanımda olmasa, gizlice okusam (yapmadığım şey değil, ablamın günlüklerini hep okurdum çok heyecanlıydı) daha rahat olurdum ama o yanımda beni izlerken pek tuhaf oldu. Benimle ilgili bu kadar güzel şeyler hissetmiş olcağını hiç aklıma getirmezdim.. sanırım ben kimseyle ilgili o kadar güzel şeyler hissetmedim. ya da o kadar güzel anlatamazdım bilmiyorum. okurken ağzım bi karış açık, aynı zamanda yüzümde şapşal bi tebessümle şabana benziyodum sanırım.

neyseki yolumdan sapmadım. bir an için içim erise de bunun sadece ego tatmini olduğunu farkedip çıktım ve evimin yolunu tuttum. şimdi hem gururlu hem mutlu hem de kararlı ışıl ışıl bir genç olarak geleceğe umutla bakıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder