25 Nisan 2011 Pazartesi

Gelecek Nesiller Akılcı Yetişmeli



Tanıdığım bir pedagog var; çocuklarına resimle tedavi uyguluyor ve geleceğin şizofrenlerini yetiştiriyor. Onlara muayenehanesinin karşısındaki binanın dökme taştan duvarının içindeki bir insan figürünü göstermiş geçenlerde birgün. "Sizce bu kadın orada neyi bekliyor?" diye sormuş. Hiçbir çocuk, o kadının bir pedagog cinayetine kurban gidip, bu dökme taş duvarın ona mezar olduğunu bilememiş. Kimisi olmayan beyaz atlı prensini bekliyor demiş, kimisi psikopat kardeşinin işkencelerinden saklandığını söylemiş. "Çok iyi niyetli tahminler. Bu hastalar hala iyileşemedi. Bir başka ceset içinse duvarda yer yok. Ne yazık."

İşte herkesin hayatta bir misyonu var. Gelecek nesillere akıllarını kaybetmelerini beklemenin ne kadar anlamsız olduğunu anlatmak; beklemek yerine harekete geçmek ulvi bir görev. Neden kafasına sıkmak için insanoğlu karısını üç erkekle bir yatakta basmayı beklesin ki? Ya da neden damarlarındaki kanı bir kaba boşaltıp yerini alkolle doldurmak için illa da en yakın arkadaşı tarafından dolandırılıp bütün malvarlığını kaybetmeli önce? Çocuktan alıştıracaksın. Bünyen her şeye dayanıklı olacak. İlkokul sıralarında 1 Nisan şakası olarak çantandan bir orta parmak çıksa, gazetelerin 3. sayfa haberleri sana bu kadar koyar mıydı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder