14 Mart 2012 Çarşamba

Türkiye: Bir Özgürlükler Ülkesi


Dün, daha en başından olacağını bildiğimiz şey oldu; Sivas Madımak katliamında adalet yerini bulmadı. Tıpkı Hrant Dink davasında olduğu gibi. Tıpkı Çorum olaylarında olduğu gibi. Tıpkı tek tek yer / olay ismi vermenin imkansız olduğu kürt cinayetlerinde olduğu gibi.

Ama aynı mahkemeler, aynı hukuk taş atan çocuklara, parasız eğitim pankartı açan üniversiteli gençlere "cezalarını" ışık hızıyla verebiliyor. 

Yine aynı adalet sistemi, tam olarak neyle suçlandığı bile belli olmayan gazetecileri 375 gün boyunca tutuklu olarak alıkoyabiliyor. Hem de suç deliline bile gerek görmeden. Zaten ortada bir suç olmasına gerek yok. Düşünün o kadar gelişmiş bir hukuk sistemi! 

Sanırım artık hepimiz Türk hukukunda neyin yasak neyin serbest olduğunu az çok anlıyoruz:

1. Alevileri diri diri yakmak
2. Kürtleri 12 yaşa 13 kurşunla taramak, 
3. Ermenileri sokak ortasında sırtından vurmak 
4. 13 yaşındaki çocuğa bütün köy / kasaba erkekleri olarak toplu tecavüz etmek serbest. Kimse elini korkak alıştırmasın. Sokakta bir Kürt, Alevi, Ermeni görürseniz çekinmeden yakmak, vurmak, taşlamak suretiyle istediğinizi yapabilirsiniz. Mahallenin fakir fukara, hakkını arayamayacak ailesinin çocuğuna tecavüz edebilirsiniz. Hatta şekerle kandırabilirseniz çocuğun da rızası var sayılıyor kanunlar önünde. Hiç düşünmeyin, yapın. Nasılsa ceza almanız söz konusu olmayacak. 

Nasıl olsa burası artık özgürlükler ülkesi! 

Ama özgürlüğün de bir sınırı var. Özgürlüğün sınırı düşüncenin başladığı yerde bitiyor. Kimi yasaklar da olmasa  bu ülke yaşanmaz hale gelirdi. O yüzden, bir insanı veya grubu etnik / dini / fikri kimliğinden dolayı yakma özgürlüğünüzü kullanırken haddinizi bilin ve şunlardan aman ha sakının:

1. Parasız eğitim hakkını savunmak
2. Parasız, kaliteli sağlık hakkını savunmak
3. Anadilde eğitim hakkını savunmak
4. Düşünce özgürlüğünü savunmak
5. Sokaklarda alenen insanların katledilmesini kınamak
6. Kadın haklarını savunmak
7. Kadına şiddeti kınamak
8. Tarafsız gazeteci olmak
9. Hükumet tarafı olmayan herhangi bir tarafta olmak
.
.
.

Kısacası basit birkaç yasağa uyduğumuz sürece ÖZGÜRLÜKLER ÜLKESİNDE yaşıyoruz. Öldürme, yakma, vurma, katletme, tecavüz etme özgürlüğümüz sınırsız. 



20 Ocak 2012 Cuma

anne olmaya hazır mısın?

her kadın belli bir yaşa geldiğinde ana olmanın hayalini kurar. kurmasa da çevre baskısı, anne-baba baskısı yüzünden 30'undan sonra evlat hasreti çektiğini sanmaya başlar. peki evlat yetiştirmek sanıldığı kadar kolay mı? saldım çayıra mevlam kayırır mı? kadının hayatı ne zaman biter ki, en az ilk 3 sene ona muhtaç olan bir bebeye bakmak için kendini feda etsin?

ilk 3 sene bittiğinde dünyanın en mutlu insanı annedir. çünkü bebeği altın çağına gelmiş, yeni dillenmeye başlamış, her yere koştursa da henüz bir şeytana dönüşmemiştir. onu konuya komşuya veya anane & babaanneye emanet edip kendi gününü gün edebilmektedir. bu durum çok uzun sürmez. 4'e geldiği anda yaramazlığı yüzünden konu komşu kabul etmez, anane babaanne yaşlandıklarını ileri sürer, siz yine eve kapanırsınız yavrucağınızla.

sonra okulu başlar, yok ilk kız arkadaşıydı, sivilceleriydi, yok yine mi sınıfta kaldısıydı derken bi bakmışsınız hayat geçmiş.

o yüzden aman kızlar, siz siz olun, çocuk doğurcağınıza bir domuz alın. çünkü o hep 3 yaşındaki bir çocuğun melekliğinde olacak, sizi hiç üzmeyecek.